Günlük hayatımızın içerisinde, iş yaşamımızda, ailemizle kurduğumuz ilişkilerde en önemli unsur hiç
şüphesiz ki doğru iletişim kanallarıyla ilişkilenmektir. Bazı zamanlar doğru iletişimi sağlamak çok kolay olabiliyorken, bazı zamanlar bizler için zorlayıcı taraflarıyla da karşılaşırız. Kendimizi istemediğimiz ifadelerle karşı tarafa sunduğumuzda, başta kendimize, sonrasında karşı tarafa suçlanmış, öfkeli, mutsuz hissettirebiliyoruz.
Bazı zamanlar, karşımızdaki kişinin bizlere verdiği tepkileri anlamlandıramayabiliriz. Bu gibi
durumlarda çoğu zaman anlamlandıramama haliyle birlikte karşımızdaki kişiyi yargılayan bir tavırla “sen dili” kullanarak kendimizi ifade etmeye daha yakın hissederiz kendimizi. Sen dili, suçlama içeren bir forma sahiptir ve karşımızdaki kişiyi kendini savunmaya iten bir doğası vardır. İletişimin seyrini tartışmaya götürebilen etkisi kaynaklı yıkıcı sonuçlara yol açabilir.
“Ben dili” ise karşılaşılan durum karşısında kişinin kendi duygu ve düşüncesini ifadesine alan açar ve durumları daha anlaşılır kılar. İletişimi sağlıklı bir hale getiren ben dili, karşımızdaki kişinin duygularımızı duru bir şekilde öğrenmesine de olanak sağlar. Ben diliyle karşımızdaki kişiyi incitmemiş ve kendimizi de en doğru şekilde ifade etmiş oluruz.
Sen dili: Kendimi ifade etmeme izin vermiyorsun.
Ben dili: Kendimi ifade edememek beni üzüyor.
Sen dili: Bana bu aralar hiç zaman ayırmıyorsun.
Ben dili: Bu aralar birlikte hiç zaman geçiremediğimizi düşünüyorum ve bu durum beni üzüyor.